UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova, “Sivil Toplum Buluşması: Çokuz ve Biriz” etkinliği ile projenin ilk adımının kapanışını gerçekleştirdi. Varbanova, projenin ikinci fazının ekim ayında başlayacağını ve proje kapsamında 6 binden fazla kadın, kız, çocuk ve gencin hizmetlerden ve programlardan faydalandığını belirtti.
Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun 30. yıldönümüne yaklaşırken, Varbanova, toplumsal cinsiyet eşitliğindeki ilerlemelerin yavaş olduğunu ve bu yavaşlık devam ederse, kadın ve kız çocuklarının yoksulluktan kurtulmaları için 137 yıl, çocuk evliliklerini önlemek için 68 yıl, parlamentoda cinsiyet eşitliği için 39 yıl geçmesi gerektiğini belirtti.
AB Türkiye Delegasyonu, Sivil Toplum, Temel Haklar, Yargı ve İçişleri Operasyonel Bölüm Başkanı Jean Barbe ise sivil toplumun kalkınma için önemli olduğunu vurgulayarak, kadın haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin ilerletilmesinin hem AB içinde hem de Türkiye gibi ortak ülkelerde önemli bir öncelik olduğunu ifade etti.
Yapılan saha araştırmalarına göre kırsalda yaşayan kadınların çoğunluğunun eğitim görmemiş olduğu, iş hayatında yer alamadığı ve ekonomik açıdan zorluklar yaşadığı belirlendi. Tarım ve Orman Bakanlığı Temsilcisi Şerife Tuna, kadın çiftçilerin tarımsal yeniliklerle buluşturulması ve eğitimlerle desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kadınların finansal kaynaklara erişimlerinin artırılması ve karar verme süreçlerine dahil edilmelerinin önemine dikkat çekti.
Anadolu Meraları Program Lideri Ecem Asma ise iklim krizinin kadınları ve çocukları daha fazla etkilediğini belirterek, kadınların finansal kaynaklara erişimlerinin artırılması, eğitim alarak bilgi sahibi olmalarının sağlanması ve karar verme süreçlerine dahil edilmelerinin önemine değindi.
Bu etkinlik, kadınların toplumsal ve ekonomik açıdan güçlenmeleri için atılan adımların önemini vurgulamaktadır. Kadınların eğitim, finansal kaynaklara erişim ve karar verme süreçlerine dahil edilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için temel bir adımdır. Bu tür projelerin desteklenmesi ve genişletilmesi, kadınların hayatlarında olumlu değişiklikler yaratmaya devam edecektir.