Yaşlanan Dünya, Yaşlanan Türkiye ve Ekonomik Etkileri
Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu, “Hayat Tabloları, 2021-2023” istatistiklerini açıkladı. Buna göre Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi erkeklerde 74,7 yıl, kadınlarda 80 yıl ve toplamda 77,3 yıl olarak belirlendi. Bu rakamlar diğer OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında geride olduğumuzu gösteriyor. Örneğin, Japonya’da bu rakam 84,5 yıl iken Almanya, İtalya, Fransa, Güney Kore ve ABD gibi ülkelerde de daha yüksek yaşam süreleri görülmektedir.
Yaşlanan Nüfus ve Ekonomik Etkileri
Yaşlanan nüfus ekonomiler için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Nüfusun yaşlanması, ekonomik büyümeyi yavaşlatmakta ve hükümet bütçelerini zorlamaktadır. Çalışan nüfusun azalması, yaşlı nüfusun artması tüketim eğilimini etkilemekte ve ekonomik durgunluğa yol açmaktadır. Bu durum özellikle gelişmiş ülkelerde kalıcı bir sorun haline gelmektedir.
Türkiye’nin Önündeki Fırsat
Türkiye henüz diğer ülkeler kadar yaşlanmamış bir nüfusa sahip olduğundan, bir fırsat penceresine sahiptir. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek için yeni teknolojilere yatırım yapmalı, verimliliği artırmalı ve ekonomik dönüşümü hızlandırmalıdır. Erken hareket etmek, Türkiye’nin bu fırsattan en iyi şekilde yararlanmasını sağlayacaktır.
Ekonomik Dönüşüm ve Toplumsal Refah
Almanya ve Güney Kore gibi ülkelerin yaşlanmalarına rağmen teknolojiye yaptıkları yatırımlar sayesinde büyümelerini sürdürdükleri bir gerçektir. Türkiye’nin de benzer bir strateji izlemesi ve teknolojiye yatırım yapması önemlidir. Bu, sadece ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda toplumsal refahı da artıracaktır.
Yaşlanan nüfus ve yavaşlayan ekonomik büyüme trendlerini dikkate alarak, Türkiye’nin hızla dönüşüm sürecine girmesi gerekmektedir. Bu, ülkenin gelecekteki yaşlanma sorunlarıyla başa çıkmasını sağlayacak ve ekonomik refahı artıracaktır.