Türkiye’deki Yeme-İçme Sektöründe Fiyatlar ve Enflasyon
Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da bir iş adamının butik otele dönüştürdüğü mekanda İtalyan lezzetlerini deneme fırsatı buldum. Yabancı firmaların temsilciliklerini alarak iş hayatına atılan bu girişimci, Parma bölgesinden ilham alarak yola çıkmış ve çocuklarıyla birlikte agroturizm amacıyla gastronomi ağırlıklı bir tesis kurmuş. Domates sosundan, buğdaya kadar her şeyi kendilerinin ürettiği bu mekanda Türk girişimciliğinin cesaretini görmek mümkün.
Diğer yandan, Gaziantep ve Şanlıurfa’da da lezzetli yemekler deneyimleme fırsatı buldum. Ancak, her iki şehirde de hizmet sektöründe yaşanan sıkıntılar dikkat çekiciydi. Menüdeki fiyatlar neredeyse Paris standartlarını yakalamıştı ve hizmet kalitesinde de düşüş olduğunu gözlemledim.
CNBC-e’de bir programda restoran sektöründen bir isim, yüksek enflasyonun sektördeki fiyat dengesini bozduğundan bahsediyordu. Restoran sahipleri ve müşteriler arasında fiyat artışları konusunda rahatsızlık hakimdi. Metrekare başına yapılan yatırım maliyetlerinin artması, alt segment işletmelerin de zor durumda kalmasına neden olmuştu.
Türkiye’de yıllardır devam eden yüksek enflasyon, göreli fiyat algısını kaybettirmiş durumda. Kaliteli ürünler ile kalitesiz ürünler arasındaki fiyat farkı giderek kapanmış ve tüketiciler fiyat algısını yitirmiş durumda. Bu durum, yeme-içme sektöründe fiyatların oturması ve sektördeki kaosun sona ermesi için çözüm bekleyen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Yeme-içme sektöründe fiyatlar ve enflasyon konusunda yaşanan sorunlar, sektördeki tüm paydaşları etkilemeye devam ediyor. Bu durumu göz önünde bulundurarak, sektördeki dengenin yeniden sağlanması için çözüm odaklı adımlar atılması gerektiği açıktır.