Regresyon Terapisi ve Spiritüel Yolculuklar Üzerine Derinlemesine Bir Bakış
Spiritüel yaşamın derinliklerine inen ve ruhsal iyileşmeyi amaçlayan regresyon terapisi, günümüzde artan ilgiyle karşılanıyor. Son zamanlarda popülerlik kazanan bu terapi yöntemi, geçmiş yaşamların ve derin bilinçaltının izlerini keşfetme amacı taşıyor.
Handa Hanım, spiritüel terapist olarak, regresyon terapisinin esaslarını ve uygulama yöntemlerini detaylı bir şekilde anlatıyor. Terapinin temel amacı, danışanın geçmiş yaşamlarından gelen travmaları, blokajları ve ilişki sorunlarını gün yüzüne çıkarmak ve bunları şifalandırmak olarak özetleniyor.
Regresyon terapisi sürecinde, danışan alfa frekansına geçirilerek bilinçaltının derinliklerine iniyor ve geçmişte yaşanan travmatik olayları yeniden yaşayarak bu olayları anımsıyor. Bu süreç, kişinin bilinçaltındaki kodlamaları değiştirerek hayata yeni bir bakış açısı kazanmasını sağlıyor.
Programda ayrıca, regresyon terapisinin teta healing, biyoenerji ve sarkaç gibi diğer terapi yöntemleriyle nasıl birleştirildiği de vurgulanıyor. Bu yöntemlerin, danışanın terapi sürecine adaptasyonunu kolaylaştırdığı ve enerji merkezlerindeki (çakra) blokajları temizlediği belirtiliyor.
Ancak, terapinin uygulanabilirliği konusunda bazı sınırlamalar da bulunuyor. Özellikle şizofreni hastaları ve hamileler için uygun olmadığı vurgulanıyor, çünkü bu durumların terapi sürecini olumsuz etkileyebileceği ifade ediliyor.
Son olarak, regresyon terapisinin etkili olabilmesi için genellikle en az 3 seansın gerektiği ve bu sürecin kişiden kişiye değişebileceği belirtiliyor. Terapi sonrası danışanların genellikle 3 ila 7 gün arasında fark edilebilir bir iyileşme sürecine girdiği ifade ediliyor.
Spiritüel yaşam ve regresyon terapisi alanında çalışmalarını sürdüren Handa Hanım, bu terapilerin, kişisel ve ruhsal gelişim yolculuğunda önemli bir rol oynadığını ve danışanların yaşamlarında olumlu değişiklikler yarattığını vurguluyor.